14 Kasım 2012 Çarşamba

SOSYAL MEDYA VE UZMANLIĞI


Sosyal medya” yeni bir buluş mu veya yeni mi keşfedildi? Yoksa elimizin altındaydı da biz mi farkında değildik?
Hayır, yeni keşfedilmedi! Sosyal Medya uzun yıllardır vardı ancak Web 2.0 teknolojisinin hayatımıza girmesiyle kullanılabilirliğinin boyutlarını aştı ve büyük bir popülarite ile gündeme oturdu. Bu popülarite hiç bitecek gibi de görünmüyor…
Sosyal Medya’nın özü ve kullanılış amacı aslına bakıldığında “reklam”. Bundan yıllar önce televizyonlarda, broşürlerde, dergilerde ve gazetelerde yapılan tek yönlü iletişimin  dijitalleşmiş ve çift yönlü  hali sosyal medya aracılığıyla yapılıyor günümüzde.
Aslında  her şey değişiyor, boyut atlıyor diyoruz ya, reklam da aynı şekilde. Reklam tek bir ürün ya da ürünün markası boyutundan çıkıp, kişi, kurum, internet sitesi, bir görüş, felsefe, düşünemeyeceğimiz aklımıza bile gelmeyen birçok alana giriyor.
Reklamın gelişimiyle birlikte birçok reklam ajansı da artık Sosyal Medya Ajansı olma yolunda önemli  adımlar atıyorlar. Bu büyük değişim [transmedia] bizlere sosyal medyanın gücünü gösteriyor.
Reklamı tek bir kanaldan marka elçilerine yollayıp, insanlara ulaşmasını beklemek, 80 ya da 90’ larda kalan klasik yöntemler. Şimdilerde reklamın insanlara ulaşıp, başarı elde etmesi için sosyal medyadaki tüm kanallarda var olmak gerekiyor.
“Tüm kanallarda varım! Facebook, Twitter, Pinterest, Google+… Ama insanlar bana yine de ulaşmıyor!”  Çağın en önemli iki çelişkisi…
Ulaşılabilirlik ve bilinirlik! Sosyal medyada var olmanın değil, ‘aktif’ olmanın gerektiği bir dönemdeyiz. Kim daha “çok” aktif ise daha önde, kim daha ‘bilinçli” aktif ise en önde.
Ve elbette, en önde olabilmek için bilinçli bir yol gösterici gerekiyor. Bu bilinçli yol göstericiye de“Sosyal Medya Uzmanı” deniyor.
Sosyal Medya Uzmanı, markayı belki en alttan, sıfırdan alıyor, yükseklere çıkarmaya çalışıyor; buradaki püf noktası ise Sosyal medya Uzmanı’nın yaptığı işin “sürdürülebilir” olması. Anlık değişimlerin ilgi çekmediği, trend olamadığı bir dönemdeyiz çünkü.Tabi ki insanların her şeyi bilmesi olanaksız ki çok kısa sürelerde neler değişiyor, neler gelişiyor.“70 milyon bizi izliyor” deyimi artık Sosyal Medya aracılığıyla “ 70 milyon bizi takip ediyor” olarak hayata geçiyor. İşte buradaki 70 milyonun markayı  takip etmesini “Sosyal Medya Uzmanı” sağlıyor. Sosyal medya uzmanı markayı “sosyal medyatik” yapıyor aslında.
Sosyal medya uzmanı önce markayı optimize ediyor, sonra da sosyal medyaya entegre ediyor. İnsanların markadan haberdar olmasını sağlıyor. Birçok konuda çok geniş bakış açısı, genel kültür ve fazlasıyla emek gerektiren bu işte, sosyal medya uzmanı markayı sosyal medyaya entegre ederken, alanındaki diğer rakipleriyle de ilgileniyor. Takip ediyor, ölçüyor, analiz ediyor ve raporluyor.Sosyal Medya Uzmanı’nın hayat felsefesi “rejenerasyon” temelleri üzerine kurulu biraz. Herhangi bir şeyin ilgi çekici olabilmesi için en önemli şartlardan birisi “güncel” olması.
Bu şart şimdinin Sosyal Medya Ajansları’nın reklam ajansı olduğu dönemde de zirvedeydi. İşin özü “değişmeyen tek şey: güncellik”. Sosyal Medya Uzmanı da güncellik çerçevesinde bilgisini eyleme aktarıyor. Eyleme aktarma işi de teknik bilgi ve tecrübe  gerektiren bir durum. İnternet her ne kadar ‘sosyal’ ismiyle anılsa da aslında bir o kadar da sayısal bir ortam. Farklı bir zekâ ve bilinç düzeyi, farkındalık gerektiriyor. Sosyal medya uzmanı olabilmek için hem sosyal hem de sayısal zekâya sahip olmak gerekiyor.
Bu yüzdendir ki maalesef herkes kolay kolay “Sosyal Medya Uzmanı” ünvanına sahip olamıyor. Yani bir “Sosyal Medya Uzmanı” kolay yetişmiyor!
Görünen şu ki: Bir markanın sosyal medyada aktif ve bilinçli bir şekilde var olabilmesi için  ”bilinçli” bir Sosyal Medya Uzmanı’na  ihtiyacı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder